Asr-I Saadet
"Allahu teâla, kullarına şehadet kelimesinden sonra namazdan daha sevgili bir ibâdet farzetmemiştir." (Hadîs-i Şerif) Namaz, amellerin en üstünü, çekirdek bir ibâdettir Nasıl Fâtiha Kur'an'a fihristedir, namazda ibâdetlere fihristedir. Mesela; namaz esnasında yiyip içmemekle oruç, her
[Devamını Oku]
Fahreddin Râzi (r.a.), Tefsir-i Kebir' de şöyle buyuruyor: O'nun (Hz. Peygamber'in) şöhreti semâvatı, arzı ihâta etmiş; ismi, arş-ı âlânın üzerine yazılmış; ‘Kelime-i Şehadet'te Hakk'ın ismiyle zikredilmiş; O'nu her müezzin ezanda, her hatip hutbede ve her
[Devamını Oku]
Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Cebrâil as.) her sene (Ramazanda) Kurân-ı Kerîm'i Hz. Peygamber (asm)'a bir defa arz eder, okurdu. Vefat ettiği sene iki kere arz etti, okudu. (Buhârî) İmâm-ı A'zam bu hadisten yola çıkarak,
[Devamını Oku]
Ebû Said (ra) anlatıyor: Resûlullah (asm) buyurdular ki: “Sizden önce yaşayanlar arasında doksan dokuz kişiyi öldüren bir adam vardı. Bir ara yeryüzünün en âlim kişisini sordu. Kendisine bir râhib ta‘rîf edildi. Ona gidip, doksan dokuz
[Devamını Oku]
Bediüzzaman Hazretleri 26. Mektub’da “İşte, ey ehl-i Kur’ân olan şu vatanın evlâtları! Altı yüz sene değil, belki Abbasîler zamanından beri, bin senedir Kur’ân-ı Hakîmin bayraktarı olarak bütün cihana karşı meydan okuyup Kur’ân’ı ilân etmişsiniz. Milliyetinizi
[Devamını Oku]
Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: (Cebrâil as.) her sene (Ramazanda) Kurân-ı Kerîm'i Hz. Peygamber (asm)'a bir defa arz eder, okurdu. Vefat ettiği sene iki kere arz etti, okudu. (Buhârî) İmâm-ı A'zam bu hadisten yola çıkarak,
[Devamını Oku]
İSLÂMİYETTE CEMAATE TEŞVİK İslâmiyet, Müslümanların bir araya gelmelerine, birbirleriyle görüşüp kaynaşmalarına çok ehemmiyet vermiş, farz namazların cemaatle kılınmasını emrederek cemaati mazeretsiz olarak terk edenleri şiddetle tehdit etmiştir. Hatta beş vakit namazda özellikle sabah ve yatsı
[Devamını Oku]
Hem -nakl-i sahih-i kat'î ile- لَتُـفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ . فَـلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا، وَ لَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ deyip, İstanbul'un İslâm eliyle fetholunacağını ve Hazret-i Sultan Mehmed Fâtih'in yüksek bir mertebe sahibi olduğunu haber vermiş. Haber verdiği
[Devamını Oku]
Hat san'atında başlı başına bir form olan Hilye Hz. Peygamber (asm)'in maddî-manevî vasıflarını ifâde ile birlikte, yüksek bir grafik değeri hâizdir. Klâsik bir formu olmakla beraber, hattatların san'ât seviyelerine, hürmet ve muhabbetlerini ifâde tarzlarına, kültürel
[Devamını Oku]
Said bin Âmir, îman etmesiyle birlikte bütün himmetini İslâm'a verdi. İslâm'ın her çağrısında hazır oldu. Resul-i Ekrem'in sağlığında, yoluna kurban olmak için bekleyen sahâbe ordusunun bir neferi olarak yaşadı. Sonrasında Humus'un valiliğiyle hizmetkârlığını yaptı İslâm'ın.
[Devamını Oku]
İstircâ musîbet anında ([highlight]إنا لله وإنا إليه راجعون[/highlight]) demektir. Bakara Suresi'nde şöyle buyrulur: Sizi mutlaka biraz korku ve açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden bir eksiltme ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele. Onlar ki, kendilerine
[Devamını Oku]
Bir gün Peygamber Efendimiz Ashâbıyla sohbet ederken, yanında bulunanlardan Hz. Hilâl (ra)'a: Divitin yanında mı?, diye sormuşlar. Onun hayır demesi üzerine: Yâ Hilâl, Diviti (kalemi) yanından ayırma, zîrâ kıyâmete kadar hayır divittedir, buyurmuşlardır. Yazıda dikkat
[Devamını Oku]
Cadde-i Kübra-yı Kur'âniye olan Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat'in dört mezhebinden biri olan, Şafiî Mezhebinin İmamı ve hicri ikinci asrın Müceddidi İmam-ı Şafiî Hazretleri, İmam-ı A'zam Ebu Hanife Hazretlerinin vefat ettiği yıl olan hicri 150 senesinde,
[Devamını Oku]
Hicaz Demiryolu, Şam'dan başlayarak Medine-i Münevvere'ye kadar uzanan demiryolu ağının adıdır. Hicaz Demiryolunun inşasına Sultan 2. Abdülhamid'in 2 Mayıs 1900 tarihli iradesiyle başlanmıştır. Rayların Medine'ye vardığı 1 Eylül 1908 tarihinde resmî bir törenle tamamı işletmeye
[Devamını Oku]
Yakın dost demektir Halîl. Bu sıfat da Halîlullah yani Allah'ın dostu mânâsında İbrahim Aleyhisselâm'a verilmiştir. Öyleyse Halîliye mesleği Hz. İbrahim Aleyhisselam'ın mesleğidir. Ve Allah'a dost olmak demektir. Hıllet ise Haliliye kelimesi ile aynı kökten olup
[Devamını Oku]
Şu belde ki, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gün haram kıldığı bir beldedir. Burası Allah'ın haram kılmasıyla kıyamet gününe kadar haramdır. Biline ki, burada savaş benden önce hiçbir kimseye helal değildir. Gündüzün bir vakti dışında
[Devamını Oku]
Peygamberimiz (sav)'i övmek, ona yalvarıp şefâat dilemek amacıyla yazılan şiirlere na't denir. Na't yazmakla ün salmış kişilere na't-gu; özel dini törenlerde naat okuyanlara na't-hân denilir. İlk na't örnekleri Arab edebiyâtında görülmüştür. Türk edebiyâtında ise Ãrân'dan
[Devamını Oku]
Fetih ordusundan üç beyaz yeleli at mı seçilmiş kurbana.. Kanatlanıp da yükselmişler mi asumana.. Şehitler kervanına dinin üç kutlu yolcusu mu katılmış.. Semâ ehline saadet, bize hicran mı yazılmış? Hasretle yanan sinelerin, iftirakın kor ettiği
[Devamını Oku]
Şu kâinatta görünen en büyük sırlardan, iksirlerden birisi de intisaptır. İntisap bağlanmak demektir. İntisap öyle bir iksirdir ki, bir anda fakiri zengin yapar. Zayıf olanı kavileştirir. Zelili aziz eder. Düşük olanı yükseltir, noksanı ikmal eder.
[Devamını Oku]
Asr-ı Saadet döneminde Kur’ân'ı okuma, öğrenme ve öğretme faaliyeti o kadar yoğun ve şevkli bir faaliyetti ki, gecenin zifiri karanlığında sahâbenin evlerinin yanından geçen birisi arı uğultusu gibi Kur'ân sesini işitirdi. Allah’ın kelâmı yüce Kur’ân,
[Devamını Oku]
SANA BAKARKEN KÂBE !.. Bütün yer ve göklerin tek mihrak noktasısınGözlerim tütsülenir sana bakarken KâbemSusamış gönülleri kandıran nur tasısın İmanım tazelenir sana bakarken Kâbem Meşhur ziyaretgâhı havas ile avamın Dünyanın her yerinde anılır meşhur nâmınUzanır
[Devamını Oku]
ış mü’minin baharıdır.” buyuruyor Fahr-i Kâinat Efendimiz (sav). Yaz aylarında gündüzlerin de uzun olmasıyla insanlar daha fazla dünya işleriyle meşgul oluyorlar. Akşamları gündüzün yorgunluğunu ancak atabildiklerinden manevi hizmetlere veya gece ibadetlerine kâmil manada zaman ayıramıyorlar.
[Devamını Oku]
Mekke ve Kâbe ile olan beraberliğimizden sonra yorgun ama oldukça heyecanlı ve sevinçli olarak Resûlullah Efendimizin (asm) Medîne’ye girişlerinde duydukları sevinç ve mutluluklarının1 küçük nümunelerini taşıyarak, yıllardır özlemini duyduğumuz, hasretini çektiğimiz ve “Her kim benim
[Devamını Oku]
Rabbimiz buyurur ki: [ لَوْلَاكَ لَوْلَاكَ لَمَا خَلَقْتُ الْاَفْلَاكَ ] yani “Sen olmasa idin, kâinatı yaratmazdım.” Kâinatın hürmetine yaratıldığı Muhammed (asm)’ a sahâbeler sorarlar: Ya Resûlallah, siz mi daha faziletlisiniz, yoksa Kur’ân mı daha faziletlidir?
[Devamını Oku]
Kur’ân, karanlığı şöyle ifade ediyor. Veya (onların amelleri) derin bir denizdeki karanlıklar gibidir. Onu üstünden bir dalga örter. Onun üstünden bir dalga daha. Onun üstünden de bir bulut (örter). Birbiri üstüne yığılmış karanlıklar. Elini uzatsa,
[Devamını Oku]
Lügat kitaplarında yer aldığına göre gıybet kelimesi gabe kelimesinin mastarıdır ve hem de igtiyab kelimesinin ism-i mastarıdır. Cevherî şöyle diyor: igtabehu igtiyaben cümÂÂÂlesi O gıybet etti anlamındadır. DolaÂyısıyla gıybet birinin ardından işittiği takÂdirÂde incineceği bir
[Devamını Oku]
BESMELENİN ÖNEMİNE DAİR BAZI RİVÂYETLER Peygamber Efendimiz (asm), “Hoca çocuğa, Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü Teâlâ, çocuğun ve anasının ve babasının ve hocasının Cehenneme girmemesi için senet yazdırır.” buyurdu. (İbn-i Kesir) “Besmele ile başlanmayan
[Devamını Oku]
Her hangi bir inkılâbı değerlendirirken; inkılâbı yapan şahıs veya şahıslar, o dönemdeki toplum yapısı, inkılâbın hangi alanda olduğu, inkılâbın ne kadar zamanda gerçekleştiği ve inkılâp sonrası sosyal durum, inkılâbın büyüklüğünü bize gösterecek kriterlerdir. Peygamberimiz (sav)
[Devamını Oku]
“Ümmetim dalalet üzere içtima etmez. Eğer ümmetimin ihtilaf ettiğini görürseniz, siz büyük çoğunluğa (sevad-ı A’zama) uyunuz.”Hadis-i Şerif Ehl-i Sünnet; hem itikatta hem de amelde Peygamberimizin, sahâbenin, Tabiin ve Tebe-ü Tabiin’in çizgisini bu zamana kadar devam
[Devamını Oku]
Bugün eğitim dünyamızda, “merak ilmin hocası ve ihtiyaç terakkinin üstadı” hakikati maalesef henüz anlaşılamadığından, dehalar uyanmamakta, mucitler ve düşünceler de kendini gösterememektedir. Teknolojide ve metodolojide, hatta Batıya ve dışarıya olan bağımlılıktan, terör problemine kadar büyük
[Devamını Oku]
Mahmil-i Şerif Mahmil sözlükte, deve, fil gibi hayvanların sırtına konan veya insanların omuzlarında taşınan, karşılıklı oturulacak şekilde yapılmış bir çeşit kapalı sepet olarak ifade edilmektedir. Her sene İstanbul ve Mısır’dan yollanan surrelerin ayrılmaz unsurlarından biriydi
[Devamını Oku]
“Hem Sahâbeler, Kur’ân’ın ve âyetlerin hıfzından sonra, en ziyâde Resûl-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın ef‘âl ve akvâlinin muhâfazasına, bâhusus ahkâma ve mu‘cizâta dâir ahvâline bütün kuvvetleriyle çalıştıklarını ve sıhhatlerine pek çok dikkat ettiklerini tarih ve siyer
[Devamını Oku]
Ey hâlleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren büyük Allah’ım! Bizi en güzel hâle çevir! Bize iyi hâller ihsan eyle! Bir uyanış, ayağa kalkış, diriliş çaresi arar da durur hak ve hakikate susamışlar İşte Sünnet-i Seniyye…
[Devamını Oku]
“Doğrusu biz, sizden ve Allah’tan başka tapmakta olduklarınızdan uzak kimseleriz! Sizi (bâtıl dininizi) inkâr ettik; artık (siz) tek olarak Allah’a iman edinceye kadar, sizinle bizim aramızda ebedî olarak düşmanlık ve kin başlamıştır.”Gaye teslim almak…Kararlıydılar. Öldürmek
[Devamını Oku]