Bahar
Çamur yağıyordu o günlerde Urfa üzerine. Yağmur yerine çamur… Gökler ağlıyordu bu ayrılığa. Semâvat kan ağlıyordu yeryüzünün vefâsızlığına; aziz misâfirine edilen zulümlere. Yeryüzünde dâimî bir evi hiç olmamıştı. Onun evi, hapishânelerdi. Bir paratoner gibi üzerine
[Devamını Oku]
Efendimiz (sav) kış aylarını mümin için bahar olarak nitelendirmiştir. Kış aylarının bir özelliği olan gecelerinin uzunluğunu ve gündüzlerinin kısalığını bir fırsat bilme ve onda bizden beklenen bir davranış olarak nasıl hareket etmemiz gereğini, Ebu Said
[Devamını Oku]
Rahmeti her anı ve her yanı kuşatan Rabbimiz dünyayı bize hoş bir hane yapmıştır. Hayvanları emrimize vermiş, süslü bitkilerle donatmıştır her köşemizi. Ay ve güneşi bu eşsiz hanenin lambası olarak yaratmış ve bize birbiri arkasına
[Devamını Oku]
Bazen bir sayı, sadece bir sayı değildir; bazen bir mevsim gibi gelir. İçeri girer usulca. Bir pencere açılır, bir tohum çatlar, bir cümle düşer. İşte bu sayı, o türden bir gelişin habercisi. Bahar gibi; yavaş
[Devamını Oku]
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü; akıl çağıydı, budalalık çağıydı; inanç çağıydı, inançsızlık çağıydı; aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi; umut baharıydı, üzüntü kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu… kısacası devir şimdikine öyle benziyordu
[Devamını Oku]
Bahar mevsimi ile haşir arasında birçok manidar benzerlikler ve irtibat noktaları vardır. Bunlardan öne çıkanları şöyle sıralayabiliriz:Birincisi: Bahar, yeniden dirilişin sembolüdür. Kış mevsiminde bitkiler, ağaçlar gibi varlıklar, adeta ölüme benzeyen bir sessizlik içerisindedirler. Toprağın altındaki
[Devamını Oku]
Alemlerin Rabbi olan Allah’ın (cc), beşeriyete göndermiş olduğu hidayet nurlarından uzak düşülen her dönemde, insanlık manen kurak ve ahlaki olarak da derin buhranların dehlizinde kaybolmuş, tabiri caiz ise çölde yolunu ve yönünü kaybetmiş kervanlar gibi
[Devamını Oku]
“Şimdi Allah’ın rahmetinin eserlerine bak! Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? ...” (Rum, 50)Sahabe Efendilerimizden birisi bir gün Peygamberimize (asm) sorar: “Ya Resulallah, Allah Teala, mahlukatı yeniden nasıl diriltecek? Bunun dünyadaki misali nedir?” İki Cihan Sultanı
[Devamını Oku]
Gri bir çağda yaşıyoruz. Betonun kalbi gibi soğuk, ekran ışığının altında soluklaşan günlerden geçiyoruz. Bir yanda savaş çığlıkları, diğer yanda sönmek bilmeyen orman yangınları... Gök, mavi olmaktan utanıyor artık; yeryüzü, üzerinde yürüyen ayaklardan bıkmış gibi.
[Devamını Oku]
Toprak bekler. Derinlerinde bir şey kıpırdanır. Henüz görünmez, adı yok. Ama bilir toprak, vakti gelince göğsünden bir çiçek fışkıracak. İşte o ilk çiçek, sadece bir çiçek değildir. Bir gözdür, bir dildir, bir niyettir. İlk cesaretin
[Devamını Oku]
Metn-i hüsnünde hatun hattâtı yazmış hâşiyeŞerh idüb evrâk-ı gülden tâze defter baglamışDevr-i gülde bu Muhibbî yine yârân şevkine Tâze tâze gül gibi rengîn gazeller baglamışاِنَّهُ مِنْ سُلَيْمٰنَ وَ اِنَّهُ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ“Şübhesiz ki o,
[Devamını Oku]
Kış, sadece havanın soğuması değildir; bazen içe kapanıştır, bazen suskunluktur. Bazen bir duraklama, bazen de insanın hayattan geri çekildiği bir eşiğin adıdır. Ama hangi kış sonsuz sürmüştür ki? Her mevsim gibi kışın da bir ömrü
[Devamını Oku]
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُٓ اَ بَدًا دَٓائِمًاEy felâket ve helâket asrının ve sonraki asırların en bedi’ peygamber varisi! Ey Risâle-i Nûr mizanlarından, îmân-ı âhiret burhanlarından olan 10. Sözde haşr-i azamı iki kere iki dört
[Devamını Oku]